Powered By Blogger

7 Eylül 2010 Salı

hirudo economicus'tan

hirudo economicus’un yarasıyla yarenliği

insan o yarasını görünce bi irkiliyor önce. insan o yarasını görünce bi büyüyor sonra. yarasını kendi biliyor. alışıyor. sevip okşuyor. tutuyor suya sokuyor. yüzüne su çırpıyor. dışarı taşırmamayı öğretiyor. tutup sokaklarda gezdiriyor. alfabe öğretiyor. gazete okutuyor. insan içine sokuyor. arkadaşlarla tanıştırıyor. matematik okutuyor. mahalle maçında kalecilik yaptırıyor. ketçabı dışarıya taşırmadan sosisli sandviç yemesini öğretiyor. açık televizyona bakmasını. yemek yapmasını gömleklerini ütülemesini. terk edilmeyi öğretiyor. terk edilmenin zarif vahşetini. yazlık diskoda dans edip eğleniyor gibi yapmayı. ilk kez uçağa binmenin büyütülecek bi bok olmadığını. eve gelen kirli ve terli ustaya su alır mısınız diye sormayı. seninle ödeşicez diye bağırdığın adamı ömründe bir daha hiç görmemeyi. kazık kadar olup kazık yemeye devam etmeyi. kendine veremediğin aklı başkalarına vermenin burukluğunu. yara alışmayı öğretiyor. zor oluyor ama her şeye alışmayı öğretiyor. hiç görmediği bir manzarayı ilk gördüğünde bu manzarada insan şair olur yahu diyen insanların ne çok olduğuna. her gece yatmadan önce beş dakika özlü sözler kitabı okuyup hayatı anlayanlara. bilirbilmeden çok bilenlere. cosmopolitan okuyan kadınlara penis boylarında savaşan ordulara. portakal kokulu su geçirmeyen ipek eşarplara. fikir sahibi olmanın sadece insanlara bahşedilmiş olmasına. babana henüz hayattayken içindeki her şeyi söyleyeceğin günü beklemeye. göze alamadıklarının gün gelip gözünde büyümesine hem nasıl. geniş iç mekanlara feşmekanlara. sayın abone olmaya. elinde olmamaya. gülmeye. geçmeye. vazgeçmeye. büyümeye. aksiyon plansızlığa. kitle kültürü ve ahlak bilgisizliğe. şiddetli seçimsizliğe. büyümeye. büyümeye. hiç durmadan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder